Sayfalar

30 Mayıs 2014 Cuma

Değişim Zamanı | Barcelona

   Son yıllarda dünya futbolunun egemenliğini eline alan Barcelona ve İspanya-yani 'tiki-taka'nın panzehri bulundu! Mourinho'nun Real Madrid'de geliştirdiği, Ancelotti'nin bana göre mükemmelleştirdiği kontrataklarla hızlı hücum en çok da Barcelona'yı vurdu. İspanya'da bu durumdan etkilendi ancak Konfederasyon Kupasında alınmış bir darbe çok da ciddi değil, onları da Dünya Kupasında göreceğiz. Biz konumuza dönelim, Barcelona Guardiola sonrası Tito Vilanova'nın kansere tekrar yakalanması sonrası takımın başına Tata Martino'yu Newell's Old Boys'dan transfer etti. Tek ciddi transferini Santos'tan Neymar'ı 57.1M€'ya alarak gerçekleştirdi. Bunun yanında altyapıdan as takıma yükselen oyunculardan birkaçını kiraya yolladı. Thiago fazla forma şansı bulamadığı için takımdan ayrılmaya karar verdi, eski hocası Guardiola'nın Bavyera'sına katıldı. Yıllardır kulübe emek veren David Villa çok cüzi bir ücretle Atletico Madrid'e satıldı.

   Sezona hızlı giren Barcelona İspanya Süper Kupasında Atletico Madrid ile karşılaştı. Neredeyse kupayı kaybedebileceği iki zorlu maçtan deplasman golü kuralıyla kupayla çıktı. Ligde ise başlangıçta çok iyi görünseler de oyun içindeki eksikler gözle görülebiliyordu. Fiziksel ve mental olarak çok kötü bir sezon geçirdi Barcelona. Neymar'ın transfer skandalı ardından, başkanın istifası ve Josep Bartemeu'nun göreve gelmesi, takımın yıldızları Messi ve Neymar'ın sırayla sakatlanması, nisan ayında Tito Vilanova'nın kansere karşı mağlup olmasından sonraki duyulan üzüntü kulübü harap etti resmen. Ben daha çok bu yazı da Barcelona'nın kötü sezon, yıllar sonra kupasız bir sezon geçirmesinin ardındaki nedenleri inceleyip, yazın döneminde ve gelecekte Barcelona'da olası değişimleri anlatmaya çalışacağım.

Yeni başkan: Josep Bartemeu

   Barcelona yıllar sonra belki de ilk kez şampiyonlar ligi gruplarında bu denli zorlandı. Evindeki maçları rahat kazanmalarına rağmen deplasmanlarda çok zorlandılar. Önce Celtic deplasmanında tek gollü tatmin etmeyen oyunun ardından San Siro'da Milan'a konuk oldular. Orada da eski pas oyununun temposunun azaldığını net bir şekilde gördüm. Kapanan savunmaları açmakta oldukça zorlandılar bu sene birkaç maç dışında. Son olarak Amsterdam'da 3 puan bırakırken, eski gücünde olmayan Ajax'ın da taktiksel oyunlarla Barcelona'yı yenebildiğini gördük.

   Barcelona'nın taktiksel anlamda artık çözüldüğünü görebiliyoruz. En beklenmedik takımlardan, belirli eksiklerinden yararlanılarak gol yiyebiliyorlar. Örneğin hava toplarında zayıf olmalarından kaynaklı kim bilir kaç gol kalelerinde gördüler bu sezon. Bir diğeri de kontrataklar. Alba'nın oynamadığı maçlarda 3 yavaş savunmacıyla oynadılar. Mascherano zaten benim gözümde hiçbir zaman stoper oyuncusu değil, Pique'nin Barcelona klasında tekniği, karizması ve pas yeteneği olsa da yavaş olması çok büyük dezavantaj. Daniel Alves'e gelecek olursak, kısaca söyleyeyim: artık dünyanın bir numarası değil. Sezonun en iyi iki oyuncusundan birisi bana göre Barcelona'da. Ancak eskisi gibi istekli, "arzulu" değil.

   Arzu ve Doymuşluk

Son yıllarda Barcelona o kadar büyük başarılar kazandı ki yaklaşık 4 sene boyunca bunan hiç ödün vermediler. Ama her insanda da olabileceği gibi artık bir doymuşluk hissi takımın tamamına etki etti. Mesela Messi eskisi kadar gole aç bir sezon geçirmedi. Ayrıca "tembel" olduğu için birçok eleştiriye tabi tutuldu. La Liga şampiyona Atletico Madrid'e karşı oynadığı 6 maçta gol atamadı, ayrıca herhangi birinde etkili de değildi. Şampiyonlar Ligi ikinci maçında kariyerinin en kötü maçlarından birini oynadı, varlığıyla yokluğu fark etmedi. Sezonun genelinde Dünya Kupasına odaklandığı çok net bir şekilde görüldü. Diğer birçok oyuncu için de aynı şey geçerli. Mesela Xavi'nin de bu sezon eski isteği yoktu sahada. Yaşının da ilerlemesiyle bir süre sonra düşüşe geçeceği belliydi ama bu düşüş çok hızlı gerçekleşti. Takımın maestrosu rolünü tamamen Iniesta'ya bırakıp, efektifliğini kaybetti bu sene. Pique yine takımın ayakta kalan oyuncularından biriydi ama Realli Ramos'la karşılaştırılamayacak kadar kötüydü.

Barcelona Messi ve Xavi'yi çok aradı.

   Yaşlı ve Alternatifsiz Kadro


Aslında başarıların üst üste geldiği yıllarda da ahım şahım alternatifli bir kadro yoktu ellerinde. Ama şimdi hem daha az üst düzey yedek oyuncu var ve oyuncular da gitgide yaşlandığı için oynadıkları maç sayısının fazlalığı kondisyon anlamında dezavantaj yaratıyor. Ayrıca Puyol ve Alba sakatlıkları dolayısıyla fazla oynayamadı, Alex Song, Montoya ve Cuenca kadroda kendine yer bulamayan diğer isimler. Pas oyunuyla harikalar yaratan, bir dönemi domine eden Barcelona'nın saha içindeki en büyük sorunu paslaşma hızı. Burası gerçekten çok kritik. Xavi'nin temposunun yavaş yavaş düşmesi, Neymar'ın alışma süreci geçirmesi takım kimyası oldukça bozdu. Barcelona'nın aşırı paslaşması yüzünden maçtan sıkıldığınız çok kez olmuştur. Takım yine sıkıyor ama bunun nedeni paslaşmaların eski etkinliğini kaybetmesi. Bunun yanında Jordi Alba'nın sezonun yarısında forma giyememesi takımın hızını olumsuz yönde etkiledi. Alves'in de eski formunda olmaması, oyun hızının düşmesindeki temel etkenlerden biri.




   Oyuncu Tercihleri



   Kaleci: Geçtiğimiz sezon sözleşmesini yenilemeyeceğini kulüp yönetimine söyleyen Valdes sezona harika başlamıştı. Casillas'ın lig maçlarında oynamamasından dolayı milli takımda ilk 11 oynaması söz konusuyken şanssız bir sakatlık geçirdi. Ön çapraz bağlarının kopmasıyla kaleyi Pinto devraldı. Futbolu az çok bilen herkes Pinto'nun Barcelona kalibresinde bir oyuncu olmadığı görebilir. Zaman zaman yaptığı kurtarışlarla takımını kurtabilirken, sık sık prese karşı yaptığı ansız top kayıpları onu kendi takımı için tehlikeli bir duruma sokuyor. Ter Stegen'e sezon bittiği gibi imza attıran Barcelona yönetimi kaleye uzun yıllar sonra el attı.



   Savunma: Daniel Alves'ten başlamak istiyorum. Uzun süre dünyanın en iyi sağ beki olarak lanse edilen Alves artık bu konumda kesinlikle değil. Kalitesinden hiçbir şey kaybetmiyor ancak doymuşluk hissi hakim. Orta isabetinden tutun, koştuğu mesafeye kadar birçok aksaklık yaratıyor. Montoya'nın da Barcelona seviyesindeki bir takıma yakıştığını düşünmüyorum. Alves'in PSG'ye transferi de söz konusu iken yine bir sağ bek alınması şart. Stoper mevkisinde Puyol'un eksikliği en çok bu sezon hissedildi. Pique ile Puyol arasında harika bir uyum vardı. Mascherano ile uyumlu, birbirini tamamlayan bir profil çizmiyorlar. Zaten Mascherano'nun stoper oynamasına çok uzun zamandır karşıyım. Tercihlerine saygı duymakla beraber, Tata'nın Song'u stoper oynatamayacağını anlaması gerek. Her defansif orta saha oyuncusuydan stoper olacak diye bir şey yok. Takviye şart. Sol bek pozisyonu için şanssızlık demekten başka bir söz söyleyemeyeceğim. Jordi Alba'nın takım için ne ifade ettiğini herkes görmüştür sanıyorum, Barcelona kadar İspanya milli takımı da onu arayacak.

   Orta saha: Harika dört orta saha oyuncusuna sahip Barcelona bu bölgeyi kesinlikle güçlendirmeli. Neredeyse hiçbir zaman kötü maçını izlemediğim Iniesta bile zaman zaman kötü futbol oynadı. Xavi'nin fiziksel düşüşü takımın motoruna hasar verdi. Busquets bu üçlü arasında en iyi sezon geçiren oyuncu bana göre. Fabregas'a gelince, yaptığı 13 asistle bu sıralamada 3. sırada. Mevkisinde oynamama sorunu yaşadığını düşünüyorum. Fabregas tam bir orta saha oyuncusu. Sahte 9 yaratma çabalarını anlayamıyorum Tata'nın. Orta sahaya mutlaka yedek kalmayı sıkıntı etmeyecek, 10 üzerinden 8'lik bir orta saha lazım.

   Hücum: Elinizde kullanabileceğiniz 5 hücum oyuncusu var Tello dahil olmak üzere. Genel olarak Neymar-Messi-Alexis üçlüsüyle oynadılar. Pedro ve Alexis değişmeli olarak oynadılar. Tello ise hiç şans bulmadı bu 4 oyuncu içerisinde. Buradaki sorun, pivot santrfor olmayışı. Kapanan ve yüksek pres gücü olan takımlara karşı savunmayı açmakta zorlanıyorlar. Orada duvar olabilecek, servis yapabilecek bir oyuncuya ihtiyaçları var. Medyada Llorente ismi çıktı ancak Güney Amerika'lı bir oyuncu eldeki forvet hattına daha iyi uyum sağlayabilir.

   Teknik Direktör


   Barcelona'da teknik direktörlük yapmak gerçekten çok zor. Ekranı karşısında oturup bu takımı bende yönetirim diyenler çok büyük yanılıyor. Guardiola göreve ilk geldiği günden beri o kadar çalışıp çabaladı ki kulüpten ayrıldığında sanki 20 sene geçmiş gibiydi. Sayısız kupalar kaldıran Guardiola Barcelona'nın başındaki uzun süren birlikteliğinin ardından yorulduğu gerekçesiyle ayrıldı. Onun yerine gelecek isim yardımcısı geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden Tito Vilanova oldu. Sezon içinde kanser tedavisi gördüğü süreçte takımda belli bir düşüş olduğu gözlendi. Sezonu şampiyonlukla tamamladılar ancak Tito'nun kanserle mücadelesi bitmemiş, tekrar tedavi için Amerika'ya gitmek zorunda kalmıştı. 2013/14 sezonu başında Arjantinli Tata Martino ilginç bir şekilde göreve getirilmişti. Taktiksel olarak kendine has bazı değişiklikler yaptı, bana göre ilk senesinde bunu büyük çaplı olarak yapması hatalıydı. Sezon sonunda hiçbir kupayı kazanamadı ve görevinden istifa etti.



   Barcelona'da yeni bir dönem daha başlıyor. 2 senedir süren teknik direktör istikrarsızlığını Luis Enrique ile sonlandırmak istiyorlar. Luis Enrique'nin teknik direktörlük kariyer hiç iyi değil. Kulübün felsefesini bilen ve içinden gelen birini göreve getirmek kültürlerinin bir parçası ama çok daha yüksek profilli başka bir hocayı bulmaları gerektiğini düşünüyorum. Barcelona bu konuda büyük bir kumar oynadı. Luis Enrique kariyer patlamasını burada gerçekleştirebilir mi, düşündürücü ama neden olmasın.

   Değişim Zamanı

Transfer

   Öncelikle kulübün transfer politikasının değişmesi gerekiyor. Aynı tip oyuncuların kadroda bulunması rotasyonu kısıtlıyor. Fiziksel açıdan üstün oyuncuların takıma katılması gerek. Dünya çapında bir stoper transferi Barcelona'nın en zayıf karnını güçlendirecek. Orta sahaya da alternatif oyuncular alınmalı. Xavi'nin bu sezonki performansına bakarak seneye neler yapabileceği belli değil. Forvet hattında da defansif olarak güçlü, sahte 9'un yanında, uzun boylu, oyun sıkıştığında arkadaşlarına pozisyon hazırlayabilecek iki oyuncu alınabilir.

   Juan Cuadrado, Cladio Bravo ve Marquinhos'un transfer listesinde olduğu konuşuluyor. Bu 3 oyuncu da benim Barcelona formasıyla görmekten zevk alacağım oyuncular. Özellikle Bravo Ter Stegen ile rekabete girip gelişimi sağlayacak ve iyi bir yedek olacaktır.


Oyun Tarzı

Son zamanlarda Barcelona'nın oyun tarzını bozan şey yeterli presi yapmamaları. Zaten kendi yarı sahalarındayken savunmalardaki aksaklıklar var, pres de olmayınca rakip rahatça üstlerine gelebiliyor. Vilanova'yla beraber, pas oyununun önemini bir tık düşürüp, dikey-direkt oyun anlayışını sergilediler. Oyun hızını artırabilmeleri halinde eski taktik anlayışlarına dönmeleri olası. Ama burada kilit nokta kesinlikle "önde baskı".

Teknik Direktör İstikrarı

Guardiola'dan sonra istikrarsızlığın başlaması kısa zamanda kendini çok belli etmedi ama uzun süre zarfında bunun yan etkileri görülecektir. Luis Enrique kişisel olarak teknik direktörlük kariyerinin çıkışını yapabilir, Barcelona'nın onu seçmesi çok büyük şans. Yönetime gereken güveni verirse, Guardiola'nın izinden gitmesini bekliyorum.

Guardiola'dan sonra o da kalıcı olabilecek mi?

  Bir takımın 10 yıl kadar bir süre boyunca dünya futboluna hükmettiği görülmemiştir. Guardiola'nın Barcelona'sı tarihin en iyi birkaç takımı içinde yer alıyor. Bu başarıyı devam ettirmek çok ama çok zor. Barcelona'lıların görmek istediği o kusursuza yakın oyun için hızlıca değişimler yapması şart. Aksi halde bunun bedelini ağır bir şekilde ödeyebilirler. Hem de İspanya'da Atletico Madrid dirilmişken.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder