Şampiyonlar Ligi 2. tur ilk hafta maçları 18-19 Şubat tarihlerinde oynandı. Deplasman takımlarının kazandığı dört karşılaşmada da ev sahibi takımlar gol dahi bulamadı. Oynanılan dört karşılaşmanın sonuçları:
AC Milan 0 - 1 Atletico Madrid
Manchester City 0 - 2 Barcelona
Arsenal 0 - 2 Bayern Münih
Leverkusen 0 - 4 Paris Saint-Germain
şeklinde oldu. Ve bu yazımda da bu hafta içi(25-26 Şubat) oynanılacak dört karşılaşmayı ayrıntılarıyla ele alıp takımların son durumlarını sizlere anlatmaya çalışacağım.
Zenit St. - Dortmund
Şampiyonlar Liginde Cska'nın elenmesiyle Rusya'nın tek temsilcisi durumuna gelen Zenit, aralık ayından beri resmi bir maç oynamadı. Oluşan boşlukta dört hazırlık karşılaşması oynadılar. Ligi devam eden ve her hafta ciddi maçlar oynayan Dortmund'a göre önemli bir handikap sayılabilir, konsantrasyon ve devamlılık açısından. Zenit kendi sahasında oldukça etkili bir takım. Bu sezon resmi maçlarda sadece bir kez mağlubiyet aldılar evlerinde oynadıkları maçlarda. Öte yandan Dortmund'a baktığımızda hiç beklemediğimiz bir tablo ortada. Deplasmanlarda, ev sahibi olduğu maçlardan daha iyi oynuyorlar. İlginç bir karşılaşma bizleri bekliyor.
Eksikler
Alexandr Ryazantsev (Statü)
Matt Hummels (Şüpheli)
Subotic (Sakat)
Jakup Blaszczykowski (Sakat)
İlkay Gündoğan (Sakat)
Bender (Sakat)
Son birkaç sene içerisinde sükseli transferlere imza atan Zenit'in hedefi Avrupa'da kendini gösterebilmek, harcanan paranın karşılığını verebilmek. Rusya Ligi Avrupa'nın en fazla izlenen liglerinden biri değil. Milli takımdaki yeri henüz kesin olmayan Hulk, bu iki maçta kendini göstermek zorunda. Bunun yanı sıra Danny yine Portekiz milli takımında olmak için mücadelesini sürdürecek. Genel olarak milli takımlar seviyesinde oynamış oyunculardan kurulu bir takım Zenit. Buraya gelirken Atletico'nun bulunduğu grupta ikincilikle yetinmiş, seribaşı olmayan torbadan kuraya katılmışlardı. Geçtiğimiz yılın finalisti Dortmund son 3 yıldır en kötü durumunda. Bu şansı değerlendirmek isteyecektir kurt hoca Spaletti.
Lewandowski yine Dortmund'un en büyük silahı
Dortmund bir üst satırda bahsettiğim üzere üç yıllık yükselişinin ardından bu sezon büyük ölçüde sakatlıkların etkisiyle lige erken havlu attı, Şampiyonlar Liginde de son maçlarla gruptan çıkmayı başardı. Arsenal ve Napoli'nin bulunduğu grupta üç takım da 12'şer puan almıştı. İlkay'ın uzun süreli sakatlığı ve yine Reus'un sakatlığı onların şanssızlığı oldu. Aubameyang'ın harika performansına rağmen takım ayakta duramadı, ligde ki durumları da tehlikede. Petersburg deplasmanında oldukça zorlanacaktır Dortmund. Evinde oynayacağı maç için avantajlı bir skor arayacak Klopp'un öğrencileri.
Rusya ile olan saat farkı dolayısıyla maç salı günü saat 19.00'da Petrovsky stadında oynanacak. William Collum'un yöneteceği maç Smartspor Hd'den canlı olarak yayınlanacak.
Olimpiakos - Manchester United
Premier Lig'de büyük hayal kırıklığı yaşayan ve yaşatan son şampiyon Man. Utd. kaybettiği özgüvenini Devler Arenasında, Yunanistan'da arıyor. A grubunu namağlup olarak lider tamamlayan United kurada Yunan ekibi Olimpiakos'u çekmişti.
İsimlere bakarak kime sorsak bu turun favorisi Manchester United'dir. Crystal Palace galibiyeti ardından Rooney'in sözleşmesini uzatan ManU'da moraller yerinde. Olimpiakos ise kendi liginde oldukça dominant bir performans gösteriyor. 'Bayernvari' bir performanslar 26 maçın 24 tanesini kazandılar. Devre arasında takımın yıldızı Mitroglou'yu Fulham'a gönderdiler, takımdaki deneyimli golcü Saviola son lig maçında sakatlandı büyük ihtimalle maçta forma giyemeyecek. Manchester United'de ise Mata, Nani, Jones ve Evans maçta forma giyemeyecekler.
Eksikler
Drimitris Siovas (Sakat)
Nani (Sakat)
Mata (Statü)
Johnny Evans (Sakat)
Şampiyonlar Liginde ligdekinden apayrı bir futbol oynayan konuk ekip turun favorisi ama maçın favorisi olmadığı da açık. Ateşli taraftarı önünde oynayacak Olimpiakos bir sürpriz yapabilir. Ligde gösterdikleri performansı buraya yansıtmalarını beklemek hayalcilik olur ama her an her şeyi yapabilecek bir takım Olimpiakos. Takımın en tecrübeli oyuncularından olan Saviola'nın olmayışı onları hele ki böyle bir maçta derinden etkileyecektir.
Rooney ve Van Persie Man. Utd.'nin en önemli gol ayakları
Manchester United tarafında tüm gözler artık Şampiyonlar Liginde. Sezon başından beri ligde gösterilen inişli çıkışlı performanslarıyla lige erken havlu attılar. Old Trafford'da sürekli maç kaybeden bir takım oldular. Ama ligdeki ve Avrupa'daki Manchester ile arasında dağlar kadar fark var. Gruplarda oynadıkları 6 maçta 4 galibiyet alıp hiç yenilgi almadılar. Olimpiakos deplasmanında işleri kolay değil. Ama Rooney ve RvP'ye güveniyorlar. Yanlış bir kişiye bel bağlamış durumda da değiller. Mutlak galibiyet için gideceklerdir elbet ama bana kalırsa beraberlik sonucu onların işine yarar.
Atina'daki maçı İtalyan hakem Gianluca Rocchi yönetecek. Manchester United'e karşı galibiyeti bulunmayan Olimpiakos ilk galibiyetini taraftarı önünde almak isteyecek. Maç salı günü 21.45'te başlayacak.
Schalke 04 - Real Madrid
Son zamanlarda ligde iyi bir performans gösteren Schalke ile dünyanın en formda iki takımından biri olan Real Madrid ile Veltins-Arena'da, çarşamba günü karşı karşıya geliyor. Kağıt üzerinde ağır favori olarak Real Madrid gözüküyor ama şu istatistiği görünce insan biraz şaşırıyor tabi: Real Madrid şu ana kadar Almanya deplasmanlarında sadece 1 galibiyet aldı. (Leverkusen 2000) 25 maç, 1 galibiyet, 6 beraberlik ve 18 yenilgi. (
Real Madrid Türkiye) Bu şaşırtıcı istatistiğin ardından maç hakkındaki yorumlarımı sizlere aktarabilirim.
Eksikler
Dennis Aogo (Sakat)
Jan Kirchhoff (Statü)
Marco Höger (Sakat)
Sami Khedira (Sakat)
Lige verilen aranın ardından oynadığı 5 maçta 13 puan toplayan Schalke oldukça formda gözüküyor. Ev sahibi ekip ardarda kazandığı maçlarla beraber ligde ikinciliğe oynamaya başladı. Şampiyonlar Liginde ise hedef Real Madrid karşısında sürpriz yapmak. Kimine göre hiç ihtimali yok, kimine göre ise her Alman takımı Real Madrid'e zorluk yaşatabilir düşüncesi mevcut. Almanya deplasmanlarında alınan sonuçlar bazı Madridista'ları korkutmuş olabilir. Ama bu sefer geçtiğimiz senelerde oynanan Dortmund ve Bayern maçlarına göre oldukça hafif bir karşılaşma olacaktır Real Madrid için. Hem ikinci tur olması sebebiyle hemde rakibin Schalke olmasıyla.
Schalke hızlı hücumlarla etkili olan bir ekip. Kanatları oldukça etkili Uchida ve Fuchs oldukça güçlü oyuncular var beklerde. Farfan, Draxler, Meyer ve Boateng gibi ofansif orta saha oyuncularına sahipler. Uç noktada da Huntelaar ve Adam Szalai forma şansı buluyor. Hildebrand bu sezon oldukça çok eleştiriliyor, gösterdiği kötü performanstan dolayı. Genel olarak bakıldığında diri ve genç bir takım görüntüsünde Schalke. Real Madrid'e karşı uygulayacakları taktik onların kaderini belirleyecek en önemli faktör. Topu ayağında mı tutmak isteyecek, yoksa geride bekleyip etkili oyuncularıyla gol bulmaya mı çalışacak? Benim aklımdaki temel soru bu Schalke hakkında. Ancak ne olursa olsun karşısındaki Dünya devi Real Madrid'e karşı her iki maçta da şansının düşük olduğunu düşünüyorum. Maçı kazanmak veya turu geçmek için ufak çaplı bir mucizeye ihtiyaçları var.
Schalke'nin genç yıldızı Draxler
Konuk Real Madrid, son zamanların en formda takımlarından biri Bayern ile birlikte. 2014 yılında henüz maç kaybetmediler, sadece bir beraberlikleri var. (Bilbao deplasmanında 1-1) Ligde Ronaldo'suz geçen üç haftayı kayıpsız atlattılar ve rakiplerinin puan kaybıyla zirveye yerleştiler. Her yıl olduğu gibi Real Madrid taraftarları şampiyonluk istiyor Avrupa'nın bir numaralı kupasında. Hele ki geçtiğimiz yıl kupasız geçince bu arzuları katlandı. Onlar için çok rahat bir maç olmayacağı kesin. Ronaldo'nun dönüşü, takımın oldukça formda bir görüntü çizmesi ve Casillas'ın kalede verdiği güven onları rahatlatmaya yeter. Yine de tedbiri hiçbir zaman elden bırakmayan Ancelotti bu maça da her maç gibi asılacaktır. Maçın hakimiyetini Real Madrid eline alır diye düşünüyorum. Alonso'nun varlığında ve Modric'in istikrarlı bir şekilde harika oynaması onlara bu güveni verecektir bu maçta. Man. City'nin olduğu bir torbadan Schalke'yi çekmek onlar için büyük bir şans denilebilir. Bu maçtan alınacak beraberlik onları mutlu etmeyecektir. Real Madrid'in her zaman tek bir hedefi vardır, kazanmak!
Maç çarşamba günü Veltins-Arena'da oynanacak, maçı İngiltere Futbol Federasyonundan Howard Webb yönetecek.
Galatasaray - Chelsea
Juventus'la oynadığı 'final' maçının ardından, Real Madrid'in arkasından grupta ikinci sırayı alan temsilcimiz Galatasaray, bu sefer "Jose'nin Chelsea"si ile karşılaşıyor. Geçtiğimiz yıl yine Mourinho yönetimindeki Real Madrid ile çeyrek finalde karşılaşan Galatasaray'ın yolu 'Special One' ile tekrar kesişti. Tabi bunun yanında Chelsea-Drogba karşılaşması da çok konuşuldu, konuşuluyor. Kuralardan itibaren sürekli haberleri ve açıklamaları yapılan bu karşılaşma da iki "eski sevgiliyi" ilk kez buluşacak. Çarşamba günü oynanacak karşılaşmayı İspanyol hakem Carlos Velasco Caballo yönetecek ve temsilcimiz, Chelsea'yi Türk Telekom Arena'da ağırlayacak. Maç 21.45'te başlayacak, maçı smartspor'dan canlı olarak izleyebilirsiniz.
Eksikler
Aydın Yılmaz (Sakat)
Veysel (Statü)
Salih Dursun (Statü)
Umut Gündoğan (Statü)
Eray İşcan (Sakat)
Koray Günter (Statü)
Ontivero (Statü)
Matic (Statü)
Salah (Statü)
Marco van Ginkel (Sakat)
Önce konuk takımdan başlayalım. Kuralar çekildiğinde Galatasaray taraftarları durumdan oldukça memnun ve sevinçliydi. Ancak ne var ki o zaman istikrarsız bir süreç geçiren Chelsea hali hazırda Premier Lig'de lider ve son mağlubiyetini geçtiğimiz hafta Man. City deplasmanında almıştı. Ondan bir önceki yenilgisi ise 17 Aralıkta Sunderland deplasmanındaydı. 17 Aralıktan bu yana oynadığı 14 maçta 10 galibiyet, 3 beraberlik ve 1 mağlubiyet aldı. Oynadığı bu maçlarda kalesinde sadece 5 gol gördü. Sağlam defansıyla dikkat çeken Chelsea'nin gol yükünü orta sahalar ve defans oyuncuları çekiyor. Eto'o'nun zaman zaman yaptığı patlamalar haricinde Torres ve Ba'dan yeterli verimi alamamakta Mourinho. Tabi ki en etkili silahları genç yetenek Eden Hazard olacak. Hızı ve tekniğiyle Galatasaray ve muhtemelen Eboue'nin başını çok ağrıtacaktır. Kontratağa uygun oyuncuları bulunan konuk takım, bu maçta geride bekleyip hızlı hücumlarla gol arayacak gibi görünüyor, sık sık yaptıkları gibi.
Drobga eski takımına karşı ilk kez oynayacak.
Ev sahibi Galatasaray'da derbi sonrası büyük bir moral var. Tüm camia ve futbolcular bu maçı bekliyor, özellikle Sneijder ve Drogba. Sneijder bir süredir uzak kaldığı milli formasına Dünya Kupasında kavuşmak için öncelikle Şampiyonlar Ligini önemsiyor ve bunu sahada görebiliyoruz, aynısı Drogba için de geçerli. Drogba'nın Dünya Kupasıyla ilgili bir kaygısı yok ama onun için duygusal bir maç olacak ve yine kendini göstermek isteyecek tüm futbol hayranlarına. Onun dışında takıma genel olarak baktığımız zaman, Beşiktaş maçında iyi bir performans sergiledikleri söylenemez. Vasat bir oyun ve penaltı golüyle maçı kazandılar ama akıllarının bu maçta olduğu pek açıktı. Galatasaray, ligde Fenerbahçe derbisinin ardından hiç yenilgi almadı, aradaki tek yenilgisini kupada Elazığspor'a karşı aldı. Mancini ilk geldiğinde fazla gol yiyen bir takım görüntüsünde olan Cimbom'da takım artık oturmuş görünüyor. Kalede Muslera her zamankinden daha fazla güven veriyor. Selçuk'un Beşiktaş maçındaki performansı hiç iç açıcı gözükmüyor bu maçta çok daha iyi oynamalı. Takım savunmasının oturması Chelsea'yi gol yollarında bir hayli zorlayacak ve ilerdeki Drogba tehditi her zaman önemli bir silah.
Turu geçmek için Aslan'ın bu maçta erken bir gol bulması şart. Çeyrek finaldeki Real Madrid maçını hatırlayalım, o maçta 30 dakikalık inanılmaz baskıdan sonra golü kalesinde görmüştü Galatasaray, her ne kadar maç 3-2 bitse de erken bir gol senaryoyu değiştirebilirdi. Diğer tarafta Mourinho'nun da buraya Galibiyet için geleceğini düşünüyorum. Deplasman golünün de avantaj olacağı bir maçta gollü bir beraberlik de onu mutlu edebilir. Ama geçtiğimiz sezon Real Madrid başındayken yaptığı hataya tekrar düşer mi, düşmez mi bilinmez. Kesin olan bir şey var ki o da Türk Telekom Arena'nın harika bir Şampiyonlar Ligi maçına ev sahipliği yapacağı.
Kramponlu Pisagor
Twitter
@mumuderler