Brezilya 2014'e gidebilmek için elemeler başlayalı bir yılı aşkın bir süre oldu. Bu zaman içerisinde kimi takım direkt olarak kupaya katılma hakkı kazandı, kimileri Play-Off'ları oynamak zorunda kaldı ve kimileri de bu büyük turnuvayı yazın evinden izlemek zorunda kaldı.
Şampiyonluk adayları bu sefer Brezilya'da ne yapar? Turnavanın dışında kalan yıldızlar kim? Elemelerdeki ilginç olaylar ne? Ve tabii ki de ev sahibi Brezilya "Altıncı Yıldızı" formasına diktirebilecek mi? Bunların soruların tüm cevapları bu yazıda. Umarım zevk alarak okuduğunuz bir yazı olur.
Elemeler
Dünya Kupası Avrupa Elemeleri
Grup A
Takımlar : Belçika(26)-Hırvatistan(17)-Sırbistan(14)-İskoçya(11)-Galler(10)-Makedonya(7)
Avrupa elemeleri A grubu güçleri yakın takımlardan oluşuyordu. Grubun favorileri, yakaladığı altın jenerasyon ile Belçika, bağımsızlığını kazandığından beri sadece bir kez(2010) Dünya Kupası kaçıran Hırvatistan ve kadrosunda önemli yıldızları bulunduran Sırbistan'dı. Diğer üç takım ise Bale'li Galler, son 7 büyük turnuvaya katılamayan İskoçya ve mütevazi kadrosuyla Makedonya.
Grupta rakiplerine büyük üstünlük kuran iki takım Hırvatistan ve Belçika oldu. Sırbistan bu ikiliyi zorlasa da sıralamayı aralarındaki yaptığı maçlar belirledi diyebiliriz. Oynanılan 10 maç sonunda namağlup unvanıyla Brezilya'ya direk olarak katılma hakkını elde etti Belçika. Hırvatistan ise grupta istediği puanları alamasa da 17 puanla Play-off oynamaya hak kazandı. Bale'ın ve Ramsey'in Galler'i grupta sadece Makedonya'nın üstünde yer alabildi ve büyük hayal kırıklığı yarattı. Grubun en iyi oyuncusu olarak Eden Hazard'ı gösterebiliriz. Chelsea'ye geldiğinden beri kendini oldukça çok geliştirdi ve takımın saha içindeki en etkili silahı oydu.
Grubun Yıldızı : Eden Hazard
Gol Kralı : Alexander Kolarov (4)
Grup B
Takımlar : İtalya(22)-Danimarka(16)-Çek Cumhuriyeti(15)-Bulgaristan(13)-Ermenistan(13)-Malta(3)
Kuralar çekildiği andan itibaren İtalya'nın grubu bitireceği yeri herkes biliyordu. Hatta grubu kaç puanla bitireceğini tahmin edenler bile vardı ki bunu düşünmek çok yanlış sayılmazdı. Euro 2012'de final oynayan, 2006'da Dünya Kupasını kaldıran bir takımdan ne beklenebilirdi ki? Zaten elemelerin sonunda gruptaki lider takımın adının İtalya olduğu da görüldü. Çek Cumhuriyeti ve Danimarka arasında çok çekişmeli bir ikincilik mücadelesi verdi. Dünya Şampiyonları olmasa da Avrupa Şampiyonasının 'aslarından' olan Çek Cumhuriyeti gurubun en büyük hayal kırıklığı oldu, grubu Danimarka'nın bir puan gerisinde 3. olarak bitirdi. Ne var ki Danimarka da kural gereği en kötü ikinci olduğu için Play-off biletini kapamadı. Balotelli attığı 5 golle grubun gol kralı oldu. Bunların dışında Ermenistan ve Bulgaristan grubu 13 puanla tamamladı. Belki de gruptaki en büyük sürprizi Malta yaptı. Deplasmanda Ermenistan'ı 1-0 mağlup ederek gruptaki tek galibiyetini aldı.
B grubunda Brezilya vizesi alan tek takım İtalya oldu. Bu muhtemelen Pirlo'nun Milli Takımı adına oynayacağı son turnuva olacak. 2006'da yaptıkları gibi, beklentilerin üstüne çıkıp bir final görürler mi? Bekleyip göreceğiz.
Grubun Yıldızı : Andrea Pirlo
Gol Kralı : Mario Balotelli (5)
Grup C
Almanya(28)-İsveç(20)-Avusturya(17)-İrlanda Cumhuriyeti(14)-Kazakistan(5)-Faroe Adaları(1)
Belki de Dünya Kupası Avrupa elemelerinin en zevkli grubu. Grubun favorisi tabii ki de Alman Panzerleri'ydi. Lider olmaması çok büyük sürpriz olacak Almanya'nın arkasında İbrahimoviç'li İsveç vardı. Bayern'li David Alaba'nın patlama yaptığı Avusturya, kağıt üzerinde İsveç ile yarışacak güçte olmasa da oynanan maçlar sonucunda puan sıralamasında sadece 3 puanlık bir fark vardı arada. Giovanni Trappatoni'nin heyecan verici İrlanda Cumhuriyeti gruba yine renk kattı. Grubun güçsüz takımları olan Kazakistan 5, Faroe Adaları ise 1 puanla grubu tamamladı.
Bu grup neden çok zevkliydi diye düşüneceksiniz. Çok basit. İsveç ve Almanya arasında oynanan maçlara bakmanız yeterli. Almanya Olimpiyat Stadında oynanan maçta, skor üstünlüğünü erken yakalamış Almanya 4-0'lık skoru bulunca rahatladı. İsveç'in maçı bırakmaya hiç niyeti yoktu. Öyle ki kaptan İbrahimoviç'in attığı gol fitili ateşledi. Maçın son düdüğü çaldığında skor 4-4'tü. Geri dönüşlerini devam ettiren İsveç Friends Arena'da Avusturya karşısında ilk yarıyı 1-0 geride tamamladığı maçı 2-1 galibiyetle bitirdi. Tabii ki herkes tekrar İsveç Almanya karşılaşmasını sabırsızlıkla bekliyordu. Maçın skoru ilk maçı izleyenleri aslında pek şaşırtmadı(!) Almanya'nın aldığı 5-3 kazandığı maç, grupta iki takımın arasında oynadığı iki maçta 8 gole sahne oldu.
Bir beraberlikle Brezilya biletini kapan Almanya oldu. 1990 sonrasında Dünya Kupasına hasret kalan Almanlar bu sefer ne yapacak bilemiyoruz ama Joachim Löw'ün Brezilya yolculuğu her zamankinden daha zor olacak. Arkasındaki İsveç ise Play-off'a katılma hakkı kazandı. Tabi Play-off'taki eşleşme onları ne kadar mutlu etmiştir bilemiyoruz.(Yazının ilerleyen bölümlerinde daha detaylı olarak inceleyeceğiz.)
Grubun Yıldızı : Mesut Özil
Gol Kralı : Mesut Özil (8)
Grup D
Takımlar : Hollanda(28)-Romanya(19)-Macaristan(17)-Türkiye(16)-Estonya(7)-Andorra(0)
Milli takımımızında içinde bulunduğu D grubunda, son Dünya Kupası finalisti Hollanda yer alıyordu. Hedefini Play-off'lara kalmak olarak belirleyen milli takım, Abdullah Avcı önderliğinde bu yarışa girdi. En ciddi rakiplerimiz olarak Romanya ve Macaristan öne çıkıyordu. Grupta iddiası olmayan Estonya ve Andorra ikilisinde sadece Estonya Hollanda'dan bir puan almayı başardı(Hatırlayacaksınız o maçta Van Persie'nin gole çevirdiği penaltının penaltıyla hiçbir alakası yoktu.)
Hollanda üst üste altı maçı kazanarak liderliğini garanti altına aldı. Romanya deplasmanda Milli takımımızı tek golle geçerek üstümüzde yer aldı. Macaristan'a karşı mağlup olduğumuz maç belki de onlarında grupta iddialı olmalarını sağladı. Abdullah Avcı yönetiminde altı maçtan yedi puan(alınan iki galibiyet Andorra ve Estonya'ya karşı) çıkaran Milli takımın performasından hiç kimse memnun değildi, beklendiği gibi Avcı görevinden ayrıldı ve Galatasaray'ın hocası Fatih Terim önümüzde kalan 4 maç için takımın başına getirildi. Onun gelişiyle üst üste alınan 3 galibiyet bizi son maçlar öncesinde umutlandırdı. En önemli galibiyet deplasmandaki Romanya galibiyeti oldu. Son maçlarda ikincilik mücadelesi çok kızgındı. Üç takımında Play-off'a katılma şansı vardı. Malesef bizim açımızdan iyi bir son olmadı, Şükrü Saraçoğlu'nda Hollanda'ya 2-0 mağlup olduk. Bu sonuç sizi sakın aldatmasın. Milli takımımız son maçta değil, ilk altı maçta kaybettiği puanlar yüzünden gruptan çıkamadı. Son maçta evinde Estonya'yı iki farkla geçen Romanya Brezilya yolunda önemli bir adım attı ve Play-off'lara katılma hakkına sahip oldu.
Grup E
Takımlar : İsviçre(24)-İzlanda(17)-Slovenya(15)-Norveç(12)-Arnavutluk(11)-Kıbrıs(5)
Son iki Dünya Kupasında da gruptan çıkmayı başaran İsviçre, 320 bin nüfuslu İzlanda ve hala eski günlerini aratan Norveç. Avrupa Elemelerinden çıkan en sürpriz sonucun ikisinden biri bu grupta gerçekleşti. Şuana kadar hiçbir büyük turnuvada boy gösterememiş İzlanda grup ikincisi oldu. Muhtemelen soracaksınız kendinize, hangi oyuncular var ki bu takımda? Zamanında Barcelona'da oynayan Gudjohnsen ve Ajax'lı Sigurdsson'dan başka birini tanımayacaksınız. Slovenya ile kafa kafaya bir mücadeleden sonra, grubu ikinci olarak tamamladı. Daha sonra Play-off kuralarında canları biraz sıkılacak olsa da onlar için bu bile fena sayılmaz.
İsviçre ise gruptaki diğer takımlara nazaran çok üstün bir kadroya sahip. Zaten şuanda FIFA sıralamasında 7. olmaları da bunun bir getirisi. Dünya Kupasına 1. torbadan katılacak İsviçre, şanssızlığını kırıp çeyrek final oynayabilecek mi? Turnuvaya katılacak diğer takımlara da biraz göz gezdirince şans vermiyor hiç kimse. Ama yetenekli oyuncularıyla sürpriz yapmaya aday.
Grup F
Takımlar : Rusya(22)-Portekiz(21)-İsrail(14)-Azerbaycan(9)-Kuzey İrlanda(7)-Lüksemburg(6)
Fabio Capello yönetimindeki Rusya ve Cristiano Ronaldo liderliğindeki Portekiz. Liderlik için en güçlü adaylar bunlardı. Aslında en ilginç gruplardan biri bu gruptu. Zirve mücadelesine geçmeden önce alt sıralara göz atalım.
Dünya Klasmanında 127. sırada bulanan Lüksemburg'un bile 6 puanla bitirdiği bir grup. Bunun yanında tarihinde ilk kez eleme aşamasında 9 puan toplayan Azerbaycan ve genellikle kadrosunda İngiltere'nin çeşitli liglerinde top koşturan oyunculardan kurulu Kuzey İrlanda. Üst sıralar için bir iddiaları bulunmamasına rağmen, diğer takımlardan puan kopararak sıralamayla oynadılar. Örneğin, İsrail'in iki karşılaşmada da Portekiz'den birer puan çıkardı. Bu Portekiz'in liderliği Rusya'ya kaybetmesindeki en büyük etken oldu.
Bir de İsrail gerçeği var tabi. Gruptaki dengeleri asıl değiştiren takım onlar oldu. Portekiz'le kendi evlerinde 3-3 berabere kaldı hatta son dakikada yedikleri golle. Yine deplasmanda Rui Patricio'nun hatasıyla Portekiz'in 3 puanı almasına izin vermediler. Bu takımdan en çok dikkat çeken isim, elemeleri 6 golle tamamlayan Toulouse'li Ben Basat'tı. Takip etmekte fayda var.
Gel gelelim liderlik mücadelesine. Birbirlerine karşı üstünlük kuramayan Rusya ve Portekiz'den, daha az puan kaybeden Rusya lider oldu, Brezilya'ya biletini kaptı. Elemeler boyunca sadece bir maçta parlayan Ronaldo takımının Play-off mücadelesine gitmesine engel olamadı. Tabi daha sonra yaptıklarıyla kendini yeterince affettirdi. Bir önceki Dünya Kupasına gitmek içinde Play-off'ları oynamak zorunda kalmışlardı.
Bosna Hersek(25)-Yunanistan(25)-Slovakya(13)-Litvanya(11)-Letonya(8)-Lihtenştayn(2)
Turnuva tarihinde bir ilkin gerçekleştiği grup. Bağımsızlaştığı 1992 yılından itibaren hiçbir büyük turnuvaya katılamayan ama iki kez kapısından dönen Bosna Hersek bu kez tarihinde bir ilki gerçekleştirdi. 2004 Avrupa Şampiyonluğunu kazanan Yunanistan'a karşı kurduğu üstünlük sayesinde, eşit puanda olmalarına rağmen gol averajı ve ikili averajda üstün olduklarından, tarihinde ilk kez bir Dünya Kupasına katılacaklar. Onların arkasında kalan Yunanistan ise herkesin onları bildiği gibi bir gol atıp yatarak Play-off'lara kaldıklarını söylemek yanlış olmaz. Grupta Lihtenştayn dahil 3 gol atabildikleri bir maç yok. Ya da başka bir deyişle 10 maçta attıkları gol sayısı 12. Bosna Hersek'te ise bu rakam 30.
Genel olarak zayıf bir grup görüntüsü çizdiler. Litvanya, Letonya ve Lihtenştayn gibi alt düzey takımları bulunduran grupta Slovakya'nın da düşük performansı zirvede iki takımı yalnız bıraktı.
Edin Dzeko, Miralen Pjanic ve İbiseviç gibi yıldız oyuncuları barındıran Bosna-Hersek ilk kez katılacağı Dünya Kupasında ne yapar tartışılır. Ama belli olan bir şey var ki oynadıkları futbolla herkese zevk verecekleri. Yunanistan ise 2004'ten beri sadece bir turnuvayı boş geçmiş bir takım. Yine Play-off'lara kalmayı başardılar. Oynadıkları futbol kime ne kadar zevk verir bilemeyiz ama artık bir ekol oluşturdukları kararına varmak kesinlikle yadsınamaz bir gerçek. Bu konuda komşumuzu örnek almamız gerekiyor ve hatta bunu çok daha önceden yapmış olmalıydık.
Grup H
Takımlar : İngiltere(22)-Ukrayna(21)-Karadağ(15)-Polonya(13)-Moldova(11)-San Marino(0)
Gruptaki takımları gördüğünüzde muhtemelen İngiltere'nin elini kolunu sallayarak lider olduğunu düşüneceksiniz. Bunu düşünmekte de haksız değilsiniz. Kadrosunda bulundurduğu yıldız oyuncuların çokluğu, tecrübe eksiği olmaması, teknik direktörlük koltuğunda Roy Hodgson olması ve çoğaltılabilecek birçok neden. Tabii ki Ukrayna'nın yarı-ev sahipliği yaptığı Avrupa Şampiyonasında sergilediği performans çoğu insanı etkiledi. O takımda Shevchenko'nun çok büyük payı vardı ama alttan gelen yeni jenerasyon, geleceğin habercisi gibiydi. Öyle ki İngiltere'ye karşı oynadığı maçlarda iki beraberlik aldılar ve bir puan farkla zirveyi onlara kaptırdılar. Bu iki takımı yine birkaç yıldız oyuncusuyla öne çıkan Karadağ takip etti. Beklenti fazla yoktu ve bu şekilde beklentiler gerçekleşti, grubu Polonya'nın önünde 3. tamamladılar. Polonya ise büyük hayal kırıklığı yarattı. Kağıt üzerinde bu grupta ikincilik için yarışabilecek güçte olduğu düşünülen Polonya, grupta topladığı 13 puanın 10'unu Moldova ve San Marino'dan aldı. Aslında bu istatislik onlar için durumu özetliyor.
Son 20 yılda katıldığı her turnuvada halkını hayal kırıklığına uğratan İngiltere, bu kez Lampard ve Gerrard'lı kadrosu ile son kez oynayacak. Her ne kadar kaptan Gerrard taraftarlardan yeterince destek görmediklerini söylese de İngiltere'nin artık son şansı, taraftarın desteklemekten başka şansı yok. Bu kadroyla bir yarı-final bile görememek onlar için yıkım olur.
Play-off biletini kapan Ukrayna, kaliteli genç oyuncularıyla dikkat çekti. Özellikle Yarmolenko bunlar arasında dikkat çekti. Dünya Kupasına katılma yolunda bir eleme daha oynayacak Ukrayna'nın işi grupta olduğu kadar kolay olmayacaktı.
Grup I
Takımlar : İspanya(20)-Fransa(17)-Finlandiya(9)-Gürcistan(5)-Belarus(4)
Elemelerdeki son grup olması sebebiyle bu grupta beş takım mücadele etti. İspanya ve Fransa'nın bulunduğu bir grupta diğer takımların tek amacı birbirinin üzerine çıkmak olacaktı elbette. İlk iki sıranın belli olması, futbol takipçilerini zirve mücadelesine odaklandırdı.
İki takım arasında oynanan karşılaşmalar zirvenin sahibini belirledi. Deplasmanda rakibini tek golle mağlup eden son Dünya ve Avrupa şampiyonu İspanya, Brezilya biletini cebine koydu. Arkasındaki Fransa ise zorlu geçecek bir Play-off elemesine katılmak zorunda kaldı. Seri başı olmasına rağmen karşılaştıkları rakip, beklediklerinden çok daha iyi olacaktı.
Hollanda üst üste altı maçı kazanarak liderliğini garanti altına aldı. Romanya deplasmanda Milli takımımızı tek golle geçerek üstümüzde yer aldı. Macaristan'a karşı mağlup olduğumuz maç belki de onlarında grupta iddialı olmalarını sağladı. Abdullah Avcı yönetiminde altı maçtan yedi puan(alınan iki galibiyet Andorra ve Estonya'ya karşı) çıkaran Milli takımın performasından hiç kimse memnun değildi, beklendiği gibi Avcı görevinden ayrıldı ve Galatasaray'ın hocası Fatih Terim önümüzde kalan 4 maç için takımın başına getirildi. Onun gelişiyle üst üste alınan 3 galibiyet bizi son maçlar öncesinde umutlandırdı. En önemli galibiyet deplasmandaki Romanya galibiyeti oldu. Son maçlarda ikincilik mücadelesi çok kızgındı. Üç takımında Play-off'a katılma şansı vardı. Malesef bizim açımızdan iyi bir son olmadı, Şükrü Saraçoğlu'nda Hollanda'ya 2-0 mağlup olduk. Bu sonuç sizi sakın aldatmasın. Milli takımımız son maçta değil, ilk altı maçta kaybettiği puanlar yüzünden gruptan çıkamadı. Son maçta evinde Estonya'yı iki farkla geçen Romanya Brezilya yolunda önemli bir adım attı ve Play-off'lara katılma hakkına sahip oldu.
Grubun Yıldızı : Robin Van Persie
Gol Kralı : Robin Van Persie (11)
Grup E
Takımlar : İsviçre(24)-İzlanda(17)-Slovenya(15)-Norveç(12)-Arnavutluk(11)-Kıbrıs(5)
Son iki Dünya Kupasında da gruptan çıkmayı başaran İsviçre, 320 bin nüfuslu İzlanda ve hala eski günlerini aratan Norveç. Avrupa Elemelerinden çıkan en sürpriz sonucun ikisinden biri bu grupta gerçekleşti. Şuana kadar hiçbir büyük turnuvada boy gösterememiş İzlanda grup ikincisi oldu. Muhtemelen soracaksınız kendinize, hangi oyuncular var ki bu takımda? Zamanında Barcelona'da oynayan Gudjohnsen ve Ajax'lı Sigurdsson'dan başka birini tanımayacaksınız. Slovenya ile kafa kafaya bir mücadeleden sonra, grubu ikinci olarak tamamladı. Daha sonra Play-off kuralarında canları biraz sıkılacak olsa da onlar için bu bile fena sayılmaz.
İsviçre ise gruptaki diğer takımlara nazaran çok üstün bir kadroya sahip. Zaten şuanda FIFA sıralamasında 7. olmaları da bunun bir getirisi. Dünya Kupasına 1. torbadan katılacak İsviçre, şanssızlığını kırıp çeyrek final oynayabilecek mi? Turnuvaya katılacak diğer takımlara da biraz göz gezdirince şans vermiyor hiç kimse. Ama yetenekli oyuncularıyla sürpriz yapmaya aday.
Grubun Yıldızı : Granit Xhaka
Takımlar : Rusya(22)-Portekiz(21)-İsrail(14)-Azerbaycan(9)-Kuzey İrlanda(7)-Lüksemburg(6)
Fabio Capello yönetimindeki Rusya ve Cristiano Ronaldo liderliğindeki Portekiz. Liderlik için en güçlü adaylar bunlardı. Aslında en ilginç gruplardan biri bu gruptu. Zirve mücadelesine geçmeden önce alt sıralara göz atalım.
Dünya Klasmanında 127. sırada bulanan Lüksemburg'un bile 6 puanla bitirdiği bir grup. Bunun yanında tarihinde ilk kez eleme aşamasında 9 puan toplayan Azerbaycan ve genellikle kadrosunda İngiltere'nin çeşitli liglerinde top koşturan oyunculardan kurulu Kuzey İrlanda. Üst sıralar için bir iddiaları bulunmamasına rağmen, diğer takımlardan puan kopararak sıralamayla oynadılar. Örneğin, İsrail'in iki karşılaşmada da Portekiz'den birer puan çıkardı. Bu Portekiz'in liderliği Rusya'ya kaybetmesindeki en büyük etken oldu.
Bir de İsrail gerçeği var tabi. Gruptaki dengeleri asıl değiştiren takım onlar oldu. Portekiz'le kendi evlerinde 3-3 berabere kaldı hatta son dakikada yedikleri golle. Yine deplasmanda Rui Patricio'nun hatasıyla Portekiz'in 3 puanı almasına izin vermediler. Bu takımdan en çok dikkat çeken isim, elemeleri 6 golle tamamlayan Toulouse'li Ben Basat'tı. Takip etmekte fayda var.
Gel gelelim liderlik mücadelesine. Birbirlerine karşı üstünlük kuramayan Rusya ve Portekiz'den, daha az puan kaybeden Rusya lider oldu, Brezilya'ya biletini kaptı. Elemeler boyunca sadece bir maçta parlayan Ronaldo takımının Play-off mücadelesine gitmesine engel olamadı. Tabi daha sonra yaptıklarıyla kendini yeterince affettirdi. Bir önceki Dünya Kupasına gitmek içinde Play-off'ları oynamak zorunda kalmışlardı.
Grubun Yıldızı : Eden Ben Basat
Gol Kralı : Eden Ben Basat (6)
Grup GBosna Hersek(25)-Yunanistan(25)-Slovakya(13)-Litvanya(11)-Letonya(8)-Lihtenştayn(2)
Turnuva tarihinde bir ilkin gerçekleştiği grup. Bağımsızlaştığı 1992 yılından itibaren hiçbir büyük turnuvaya katılamayan ama iki kez kapısından dönen Bosna Hersek bu kez tarihinde bir ilki gerçekleştirdi. 2004 Avrupa Şampiyonluğunu kazanan Yunanistan'a karşı kurduğu üstünlük sayesinde, eşit puanda olmalarına rağmen gol averajı ve ikili averajda üstün olduklarından, tarihinde ilk kez bir Dünya Kupasına katılacaklar. Onların arkasında kalan Yunanistan ise herkesin onları bildiği gibi bir gol atıp yatarak Play-off'lara kaldıklarını söylemek yanlış olmaz. Grupta Lihtenştayn dahil 3 gol atabildikleri bir maç yok. Ya da başka bir deyişle 10 maçta attıkları gol sayısı 12. Bosna Hersek'te ise bu rakam 30.
Genel olarak zayıf bir grup görüntüsü çizdiler. Litvanya, Letonya ve Lihtenştayn gibi alt düzey takımları bulunduran grupta Slovakya'nın da düşük performansı zirvede iki takımı yalnız bıraktı.
Edin Dzeko, Miralen Pjanic ve İbiseviç gibi yıldız oyuncuları barındıran Bosna-Hersek ilk kez katılacağı Dünya Kupasında ne yapar tartışılır. Ama belli olan bir şey var ki oynadıkları futbolla herkese zevk verecekleri. Yunanistan ise 2004'ten beri sadece bir turnuvayı boş geçmiş bir takım. Yine Play-off'lara kalmayı başardılar. Oynadıkları futbol kime ne kadar zevk verir bilemeyiz ama artık bir ekol oluşturdukları kararına varmak kesinlikle yadsınamaz bir gerçek. Bu konuda komşumuzu örnek almamız gerekiyor ve hatta bunu çok daha önceden yapmış olmalıydık.
Grubun Yıldızı : Miralem Pjanic
Gol Kralı : Edin Dzeko (10)
Grup H
Takımlar : İngiltere(22)-Ukrayna(21)-Karadağ(15)-Polonya(13)-Moldova(11)-San Marino(0)
Gruptaki takımları gördüğünüzde muhtemelen İngiltere'nin elini kolunu sallayarak lider olduğunu düşüneceksiniz. Bunu düşünmekte de haksız değilsiniz. Kadrosunda bulundurduğu yıldız oyuncuların çokluğu, tecrübe eksiği olmaması, teknik direktörlük koltuğunda Roy Hodgson olması ve çoğaltılabilecek birçok neden. Tabii ki Ukrayna'nın yarı-ev sahipliği yaptığı Avrupa Şampiyonasında sergilediği performans çoğu insanı etkiledi. O takımda Shevchenko'nun çok büyük payı vardı ama alttan gelen yeni jenerasyon, geleceğin habercisi gibiydi. Öyle ki İngiltere'ye karşı oynadığı maçlarda iki beraberlik aldılar ve bir puan farkla zirveyi onlara kaptırdılar. Bu iki takımı yine birkaç yıldız oyuncusuyla öne çıkan Karadağ takip etti. Beklenti fazla yoktu ve bu şekilde beklentiler gerçekleşti, grubu Polonya'nın önünde 3. tamamladılar. Polonya ise büyük hayal kırıklığı yarattı. Kağıt üzerinde bu grupta ikincilik için yarışabilecek güçte olduğu düşünülen Polonya, grupta topladığı 13 puanın 10'unu Moldova ve San Marino'dan aldı. Aslında bu istatislik onlar için durumu özetliyor.
Son 20 yılda katıldığı her turnuvada halkını hayal kırıklığına uğratan İngiltere, bu kez Lampard ve Gerrard'lı kadrosu ile son kez oynayacak. Her ne kadar kaptan Gerrard taraftarlardan yeterince destek görmediklerini söylese de İngiltere'nin artık son şansı, taraftarın desteklemekten başka şansı yok. Bu kadroyla bir yarı-final bile görememek onlar için yıkım olur.
Play-off biletini kapan Ukrayna, kaliteli genç oyuncularıyla dikkat çekti. Özellikle Yarmolenko bunlar arasında dikkat çekti. Dünya Kupasına katılma yolunda bir eleme daha oynayacak Ukrayna'nın işi grupta olduğu kadar kolay olmayacaktı.
Grubun Yıldızı : Franck Lampard
Gol Kralı : Wayne Rooney (7)
Grup I
Takımlar : İspanya(20)-Fransa(17)-Finlandiya(9)-Gürcistan(5)-Belarus(4)
Elemelerdeki son grup olması sebebiyle bu grupta beş takım mücadele etti. İspanya ve Fransa'nın bulunduğu bir grupta diğer takımların tek amacı birbirinin üzerine çıkmak olacaktı elbette. İlk iki sıranın belli olması, futbol takipçilerini zirve mücadelesine odaklandırdı.
İki takım arasında oynanan karşılaşmalar zirvenin sahibini belirledi. Deplasmanda rakibini tek golle mağlup eden son Dünya ve Avrupa şampiyonu İspanya, Brezilya biletini cebine koydu. Arkasındaki Fransa ise zorlu geçecek bir Play-off elemesine katılmak zorunda kaldı. Seri başı olmasına rağmen karşılaştıkları rakip, beklediklerinden çok daha iyi olacaktı.
Grubun Yıldızı : Franck Ribery
Gol Kralı : Franck Ribery (5)
Not : Kırmızı, Dünya Kupası Finallerine direkt katılacaklar
Mavi, Play-off elemelerinde seribaşı olanlar
Yeşil, Play-off elemelerinde seribaşı olmayanlar
Not 2 : Yazımın devamını önümüzdeki günlerde yayınlayacağım.