Menajerlik oyunları oynayanlar iyi bilirler Freddy Adu'yu. Henüz 14 yaşında MLS'de ilk maçına çıktığından bir rekor kırıyor, Amerikan futbol tarihine geçiyordu. "Yeni Pele" olarak adlandırılan Adu, bu baskının altın adeta ezildi. 2003-2004 yıllarında bir star gözüyle bakılan Adu'nun şimdilerde herhangi bir kulüple sözleşmesi yok, hatta bir ara Rizespor'da oynamıştı.. Daha yakından tanıdığımız, ülkemizde futbol oynayan isimlerden Okan Yılmaz, Bursaspor formasıyla iki kez gol kralı oldu. 2003-04 sezonu başında anlaştığı Marsilya ile son anda karar değiştirerek anlaşmayı bozdu, kariyerinin ilerleyen yıllarında gittiği hiçbir kulüpte tutunamadı, muhteşem başlayan kariyerini amatör ligde, Altınova Belediyespor ile sonlandırdı. Serhat Akın, Sercan Yıldırım, Serdar Özkan, Barış Özbek, Gökhan Ünal ve niceleri son yıllarda aklımıza bir çırpıda gelen yakınımızdaki örnekler oldular.
Bu yazımda, yukarıda anlattığım olaya, yakın tarihte tanık olduğumuz iki futbolcunun kariyerlerini, yaptıkları-yapamadıklarını ve en önemlisi neden tutunamadıklarını anlatmaya çalıştım, umalım ki yeni yıldız adayı ve aday-adayları olarak gösterdiklerimiz onların yanlışlarını tekrarlamasın.

2000-2003 Sporting Lizbon 72 (10)
2003-2004 Barcelona 28 (1)
2004-2008 Porto 158 (31)
2008-2010 Internazionale 32 (0)
2009 Chelsea (Kiralık) 5 (0)
2010-2012 Beşiktaş 73 (18)
2013 Al-Ahli Dubai 11 (3)
2014-... Porto
2003-2012 Portekiz 35 (3)
Ricardo Quaresma, futbolun yakın geçmişteki en büyük hayal kırıklığı. Quaresma 1983'te Lizbon'da doğdu. 14 yaşında Sporting alt yapısına katıldı. İlk profesyonel sözleşmesini 2000 yılında imzaladı, o sezon Sporting B takımıyla 15 maçta forma şansı buldu. Sonraki sezon A takımla çalışmaya başlayan Quaresma bu sezon 36 maçta 5 gol attı, takımının 'double' yaptığı sezonda, anahtar oyuculardan biri oldu. Sonraki sezon yine aynı gol sayısına ulaşan Quaresma'nın takımı ligde 3. oldu, kupasız geçen sezonun ardından takımdaki geleceği sorgulanmaya başlandı.
Tam adı : Ricardo Andrade Quaresma Bernardo
Doğum yeri : Lizbon, Portekiz
Doğum tarihi : 26 Eylül 1983 (30)
Pozisyonu : Kanat
Vasatı aşamayan Quaresma Barcelona'da bir yıl kalabildi.
Yaz transfer döneminde Barcelona onu €6 milyon karşılığında renklerine bağladı. Barcelona kariyeri umduğu gibi geçmedi. Yıldızlarla donanmış kadronun içinde sezon boyunca 28 kez forma şansı buldu, yalnızca bir gol atabildi. Parlak geçmeyen bir sezonun bitmesine yaklaşılırken sağ ayağından sakatlandı ve U-21 Avrupa Şampiyonasını kaçırdı. Rijkaard ile arası bozulan Quaresma'yı sezon sonunda yine oldukça isteyen kulüp vardı, o bir kez daha Portekiz yolunu tuttu.
21 yaşındaki Quaresma'nın kariyerinin en parlak günleri başlamak üzereydi. Yaz transfer sezonunda Deco'yu Barça'ya yollayan Porto onu €6 milyon karşılığında satın aldı. Çıktığı ilk maç, Portekiz Süper Kupasında Benfica'ya karşıydı. 55. dakikada attığı golle Porto, Süper Kupasının sahibi oldu. Bir sonraki maçı, UEFA Süper Kupasında Valencia'ya karşıydı. 2-1 kaybedilen maçta Quaresma Porto adına ikinci golünü attı ama kupaya ulaşmaya bu sefer yetmedi. Geçtiğimiz sezonu Şampiyonlar Ligi şampiyonu olarak tamamlayan Porto, Kıtalar arası Kulüpler Dünya Kupasını penaltılarda kazanırken Quaresma bir penaltı attı. Günler geçtikçe eleştiri oklarına tutulan Quaresma, maçlarda basit oynamaktansa gösterişli oyunu tercih ettiği için suçlandı. Ancak o eleştirilere sahada cevap verdi, 3 lig şampiyonluğu, 1 Portekiz Kupası, 1 Portekiz Süper Kupası kazandırdı, taraftarın favori oyuncusu oldu. 2008 yazında para ve oyuncu takası karşılığında Mourinho'nun yönettiği Inter'e transfer oldu.
Inter günleri güzel başladı ama yine Barcelona'da olduğu gibi kötü ilerledi. Trivela ve rabonna'ları kendi ilke özdeşleştiren Q7, bu hareketlerini abartınca Mou'dan azar işitti, bencil oyunun devamı halinde oynatmayacağını açık bir dille söyledi. Söylediğinin arkasında duran Mourinho, sezon boyunca ona çok şans tanımadı, kısa Chelsea macerası dönüşünde "İtalya'da yılın Bidon"u seçildi.
İnter'de imza günü
2009-10 sezonunda Quaresma Inter'e geri döndü. Figo'nun emekliye ayrılması sonrası adıyla beraber yazılan "7" numarayı sırtına geçirdi. Başlangıçta iyi performans sergiledi ama istikrarsızlık sorununu tekrar yaşadı, Goran Pandev'in transferi sonrası kadroda yer almamaya başladı, Mourinho'nun ona olan güveni bitmişti. Neredeyse hiçbir şey yapmadığı Inter kariyerine 2 Serie A, 1 İtalya Kupası ve 1 Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu ile nokta koydu.
İnönü Stadında taraftarla ilk kez buluşurken
Artık futbol oynamak isteyen Quaresma 27 yaşına gelmişti. Katar öncesi son durak olarak gözüken Türkiye topraklarına ayak basmıştı. Yıldırım Demirören yüksek bonservis ücreti karşılığında onu ve Guti'yi aldı. Sezon arası transfer döneminde 3 Portekizli daha takıma alındı. İlk sezon Türkiye Kupası kazanırken, ligde beşincilikle yetindi. İkinci kez Beşiktaş'ta formaya giyen Nihat, Quaresma'nın davranışlarından şikayetçi olmuştu, Türkiye Kupası finalinden sonra yaptığı açıklamada. Türkiye Kupası kazanınca UEFA kupasında oynamaya hak kazandı Beşiktaş. Şike skandalıyla çalkalanan Türkiye'de Tayfur Havutçu göz altına alındı ve görevini Carvalhal'e devretti. Kulüp içi sallantılar, maddi kriz ve takımın geçtiği kötü dönem Quaresma'nın Türkiye kariyerini de ağır yaraladı. Ligde normal sezonu 4. tamamlayan Beşiktaş play-off'ları da 4. tamamladı. Türkiye Kupasına erken veda eden Beşiktaş bir nebze olsun Avrupa'da ilerleme kaydetti. Quaresma'nın önderliğinde gruptan liderlikle çıkan Beşiktaş, son 32'de güçlü Atletico Madrid'e 6-1'lik bir skorla boyun eğdi. İspanya'da 3-1 kaybedilen maçtan sonra Q7 tüm kredisini tüketti, Carvalhal maç sonrası onu bencillikle suçladı, kadro dışı kaldı. Aralık ayının sonunda sözleşmesini fesh etti, alacağı €1,5 milyonu aldı ve kulüpten ayrıldı. Porto'dan sonra ilk kez kendini bir kulübe ait hisseden Quaresma buradan da sorunlarla ayrılmış oldu.
Dediğimiz gibi, Katar öncesi son durak. Buruk ayrılıktan iki ay sonra Birleşik Arap Emirliklerinden Al-Ahli'ye imza attı. Burada kaldığı ay sayısı yine bir elin parmaklarını geçemedi, mayıs ayında serbest kaldı. Yaklaşık 6-7 ay futboldan uzak kalan Quaresma artık 30 yaşına geldi. Geçtiğimiz yıllara oranla dominantlığını kaybeden Porto, eski aşkı tekrar canlandırdı, yılbaşında imzayı attırdı ona. İlk gelişinde giydiği 7 numara yine onu bekliyordu. Henüz çıktığı ilk antrenmanda binlerce taraftar onun için toplanmıştı. İlk golünü geçtiğimiz günlerde kupa maçında Penafiel'e karşı kafayla attı. Bakalım bu hikaye ne kadar sürecek.
Kariyerinin ilk yıllarından itibaren popülaritesi yüksek oldu, hızlıca çıktığı zirveden çabucak indi. Yeteneği sınırsızdı, hatta Sporting'in Estadio Jose Alvalade'nin açılış maçında konuk ettiği Man Utd. teknik direktörü Alex Ferguson aslında onu izlemeye gelmiş ama o gün inanılmaz performans ortaya koyan Cristiano Ronaldo'yu seçmişti. Bu kaderin bir cilvesiydi sanırım onun için. 2008'de Ronaldo Ballon d'Or'u kaldırırken, Quaresma "İtalya'da yılın Bidon"u seçildi. İstikrar onun büyük sorunu oldu. Porto ve Beşiktaş'taki ilk sezonu hariç kendisi hiçbir yerde mutlu olamadı, aynı zamanda kulüplerini ve sevenlerini de mutlu etmedi. Türkiye'de olduğu sıralarda sürekli adı magazin gazetelerinde geçti, gece hayatı tartışıldı. Tam anlamıyla profesyonel olmayı başaramadı Quaresma. Yoksa muhteşem başlayan bir kariyerin ardından, oynadığı her takımda 'kovulmasının' sebebi kendisinden başkası değildi. Son yıllarda erken yaşta parlayıp, futbol hayatını bitiren, oyuncuların başında o geliyor maalesef. Kim onu Messi'yle beraber oynarken görmek istemezdi ki?
İkinci Porto macerası
Adriano
Tam adı : Adriano Leite Riberio
Doğum yeri : Rio de Janeiro, Brezilya
Doğum tarihi : 17 Şubat 1982 (31)
Pozisyonu : Santrfor
Adriano, bir bakıma Maradona ile aynı kaderi paylaştı. Sürekli kullandığı alkol bir süre sonra başına büyük dertler açtı, Brezilya'nın 2010 Dünya Kupası umudu Adriano, kariyerini olaylı bir şekilde "sonlandırdı." İşte bu inanılmaz dibe batışın öyküsü:
Şunu söylemek gerekir ki istikrarsızlık birkaç istisna haricinde(Ibrahimoviç) kötü bir izlenim oluşturur insanların gözünde. Teknik direktörlükte de böyledir bu. Yılmaz Vural, yirmiye yakın Anadolu kulübü çalıştırdı. Elle tutulur bir başarısı yok çünkü sürekli kulüp değiştiriyor. Şans verilirse büyük takımlarda ne yapabileceği muamma ama işte insanların gözünde başarısız gösteriliyor. Gelelim bunun Adriano ile olan ilgisine. Adriano birçok kupa ve ödül kazandı, çok fazla takımda değiştirmedi, zaman zaman üst düzey seviyeye de ulaştı ama zirveye çıkmaktan daha önemli olan şey zirvede kalabilmekti, o bunu yapamadı.
Adriano kariyerine Flamengo'da başladı, 15 yaşından 17 yaşına kadar genç takımda oynadı. 2000 yılında profesyonel oldu, çıktığı ikinci Borafago karşısında maçta ağları havalandırdı. Kulüpteki ilk yılını iyi geçirdi, 10 gol attı, bir de Rio de Janeiro şehir turnuvasını kazandı. Kariyerinin ilk transferini Inter'e gerçekleştirdi bonservis bedeli yaklaşık olarak €13 milyondu.
Flamengo'lu genç Adriano!
Şunu söylemek gerekir ki istikrarsızlık birkaç istisna haricinde(Ibrahimoviç) kötü bir izlenim oluşturur insanların gözünde. Teknik direktörlükte de böyledir bu. Yılmaz Vural, yirmiye yakın Anadolu kulübü çalıştırdı. Elle tutulur bir başarısı yok çünkü sürekli kulüp değiştiriyor. Şans verilirse büyük takımlarda ne yapabileceği muamma ama işte insanların gözünde başarısız gösteriliyor. Gelelim bunun Adriano ile olan ilgisine. Adriano birçok kupa ve ödül kazandı, çok fazla takımda değiştirmedi, zaman zaman üst düzey seviyeye de ulaştı ama zirveye çıkmaktan daha önemli olan şey zirvede kalabilmekti, o bunu yapamadı.
Şaşaalı Inter günlerinden
2000-2001 Flamengo 46 (12)
2001-2002 Internazionale 14 (1)
2002 Fiorentina (Kiralık) 15 (6)
Parma 2002-2004 44 (26)
2004-2009 Internazionale 141 (65)
2008 Sao Paolo (Kiralık) 28 (17)
2009-2010 Flamengo 48 (34)
2010-2011 Roma 7 (0)
2011-2012 Corinthians 7 (2)
2012 Flamengo 0 (0)
Brezilya 48 (27)
İnter'de o dönem bir çok yıldız oyuncunun arasında fazla forma şansı bulmadı, kış transfer döneminde Fiorentina'ya kiralandı. İyi bir kiralık dönem geçirdiğini söyleyebiliriz, 15 maçta 6 gol ilk kez Avrupa'ya gelen bir oyuncu için fena bir rakam değil hemde ligin ilk yarısında neredeyse oynamamış oyuncu için.
İtalya'daki co-ownership transferini tam olarak çözebilmiş değilim o yüzden bu transferin ayrıntılarını tam olarak aktaramayacağım. 2002-03 sezonu başında Parma onu €8.8 milyon karşılığında transfer etti. İlk sezonundan itibaren Mutu ile mükemmel bir ikili oldu, bir buçuk sezonda ligde 23 gol attı. Kasım 2003'te bir sakatlık geçirdi ve iki ay futbol oynayamadı.
Inter'le 4.5 yıllık sözleşme imzalayan Adriano 2.5 yıllık sürede harikalar yarattı, hatta 2004-2005 sezonunda yaklaşık 40 gol attı. Onu başarısından dolayı ödüllendiren kulübü sözleşmesini 2010 yılına kadar uzattı. Ama bu onun için motivasyon artırıcı olumlu bir gelişme olmadı hatta tam aksine düşüş sürecini başlattı. 2006-07 sezonunda disiplinsiz davranışlarıyla dikkat çekti ilk önce, daha sonra gece kulüplerinde bolca medya malzemesi oldu. Bir senede futboldan oldukça uzaklaştı, önce Dunga sonra da Mancini tarafından, davranışlarını değiştirmesi şeklinde uyarılar aldı ama bu sözler havada kaldı. 2007 Kasım ayında kulüpten ayrıldı.
2006 Dünya Kupasında Ronaldo'yla
Alkol ve kilo problemleriyle boğuştu uzun bir süre Adriano bunun yanında babasının ölümü de onun aklını futboldan aldı. Sao Paolo'da kendini bulmaya çalışan Adriano iyi bir gol istatistiği tutturdu ama antrenmanı terk ederek buradaki miadını da doldurdu. Teknik direktörü tarafından ağır bir dille eleştirildi.
2008-09 yılını Inter'de oynamayarak geçirdi, daha sonra tekrar Brezilya'ya uçtu, futbolu başladığı kulüp Flamengo'da Vagner Love ile iyi bir sezon geçirdi, Dünya Kupasında olmak istediğini söyledi. Formunu yükselten Adriano, İtalya-Brezilya arasında birkaç sene mekik dokudu, Roma'ya 3 yıllık imza attı. Ama bu sözleşmeyi yine tamamlayamadı. Roma ve sonrasında Corinthians ve üçüncü kez formasını giydiği Flamengo'da toplam 20 maç oynayamadı. Flamengo'dan sonra başka bir kulüple sözleşme imzalamayalı iki yıl oldu.
Uzun süre kilo problemleriyle uğraştı.
Copa Amerika 2004'te attığı 7 golle turnuvanın en iyi oyuncusu ve gol kralı olmuştu Adriano. İçki, gece kulüpleri ve özel hayatındaki olaylar sebebiyle böyle bir yıldız kaydı. Sadece 3 sezon üst düzeyde futbol oynayabildi, 13 yıllık futbol hayatında. Beklentileri aşamadı, para daha fazla para için hayatını kararttı. Roma'ya transfer olduğunda bir yıllık €5 milyon almıştı hemde sadece 7 maç oynayarak gerisini siz düşünün. Sadece Inter'de değil milli takımda da önemli bir yeri vardı, 48 maçta 27 gol olağanüstü milli takımlar bazında bakarsak.
"Hızlı yaşadı, çabuk öldü" derler George Best için. Bir benzeri Adriano için de geçerli oldu. Inter'e transferi çok büyük sükse yaptı ama etkisi uzun sürmedi. Bu kadar yüksek profilli bir kariyer başlangıcının sonu böyle olmamalıydı. 13 yılın ardından Adriano geriye harcanmış bir hayat bıraktı.
"Hızlı yaşadı, çabuk öldü" derler George Best için. Bir benzeri Adriano için de geçerli oldu. Inter'e transferi çok büyük sükse yaptı ama etkisi uzun sürmedi. Bu kadar yüksek profilli bir kariyer başlangıcının sonu böyle olmamalıydı. 13 yılın ardından Adriano geriye harcanmış bir hayat bıraktı.
Artık yazılarımı Kramponlu Pisagor'da yazıyorum. Yazılarımı ilk önce siz okuyun, Takipte kalın! Kramponlu Pisagor
Muhammed Emir Uysal
Twitter / @mumuderler
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder