Sayfalar

3 Kasım 2013 Pazar

Her şeyi kaybedebilirsin, Ruhunu asla!

   Hatırlayın eski Milan takımı. Bundan sadece 6 yıl önce Şampiyonlar Liginde yarı finalde Kırmızı Şeytanları
hüsrana uğratıp finale yükseldiklerini. Finalde Benitez'in "doğuştan ofsayt" dediği Inzaghi'nin attığı 2 golle kupayı aldıklarını. O günden bu güne Milan'da değişmeyen tek şey yönetim. 2007 yılındaki o efsane kadrodaki isimlerin neredeyse hepsi ya emekliye ayrıldı yada yüksek maaş aldıkları sebebiyle takımdan ayrıldı. İtalya'daki ekonomik kriz dolayısıyla takımın "Altın Çocuk"u Kaka, 67 milyon Euro'ya Real Madrid'e gönderildi. Gattuso, Pirlo, Seedorf gibi yıldızlar yüksek maaş sebebiyle takımdan bedelsiz gönderildi. Hatta Pirlo'yu ezeli rakip Juventus'a resmen kendi elleriyle teslim ettiler. "Yaşlı takım" unvanından kurtulmak için yaşayan efsaneler Maldini, Costacurta ve Kaladze ile yollar ayrıldı. Eski jenerasyondan tamamen arındırılan bu takımın eski ruhu oluşturulabileceği düşünüldü. Ne var ki olaylar Milan lehine hiç gelişmedi.


   Geçmiş Yıllar

   2007 yılında ardı ardına gelen Avrupa ve Dünya Kulüpler kupası şampiyonlukları ligde başarısız sezonun üstünü örtmüştü. Inter'in domine ettiği İtalya Ligini, Ancelotti bir daha göremedi. 2008/09 sezonu sonunda Ancelotti ile yollar ayrıldı, Maldini ve Emerson emekliye ayrıldı ve Kaka yüksek bir bonservis bedeli karşılığında Real Madrid'e gönderildi. Takımın başına geçen Leonardo, hayal kırıklığından öteye geçemedi, ligi 3. bitirip görevinden ayrıldı. Yeni sezonda teknik direktör dahil, birçok gelen giden oyuncu oldu. Kaladze, Ronaldinho, Beckham, Dida ve Huntelaar gibi oyuncularla yollar ayrıldı. Ibrahimoviç, Boateng, Sokratis, Robinho ve Cassano gibi önemli isimler kadroya katıldı. Sezonun neredeyse tamamında liderlik koltuğunda oturan Milan, Allegri'nin henüz ilk senesinde şampiyon oldu. Ne var ki Kupa ve Şampiyonlar Liginde yine hayal kırıklığı yarattılar. Yine de gelen lig şampiyonluğu taraftarların geleceğe olumlu bakmasını sağladı. Bir sonraki sezon şike skandalından sonra tekrar lige yükselen Juventus'un arkasından 4 puan farkla ligi 2. sırada tamamladılar ve sezon başında Pirlo'yu yüksek maaş sebebiyle takımdan gönderdi yönetim. Sezon başlagıcında alınan İtalya Süper Kupası'yla sezon kupayla tamamlandı. 2012/13 sezonunda asıl köklü kadro değişimi yaşandı. Şampiyonlar Ligi kazanan takımdan eser kalmadı. Nesta, Inzaghi, Seedorf, Zambrotta, Gattuso takımdan ayrıldı. Thiago Silva, Ibrahimoviç ise Paris SG'nin yolunu tuttu. Bu iki transferden elde edilen gelirlerle, takımı gençleştirme yolunda yeni oyuncular alındı. Şimdiki kaptan Montolivo, yaramaz çocuk Balotelli, genç yıldız El Shaarawy ve Cassano takasıyla alınan Pazzini önemli transferler oldu. Ligde vasatı aşamayan Milan, Şampiyonlar Ligi çeyrek finalinde Messi'li Barcelona'ya iki maç sonucunda 4-2 elendi. Kupasız sezonun ardından yönetim bir kez daha Allegri ile yola devam kararı aldı. Boateng, yeterli verimin alınamadığı Krkic ve takımın eskiyen yüzleri Ambrosini'lye Flamini'ye yeni sözleşme önerilmedi. Taraftarın özlediği Kaka dört yıl aradan sonra tekrar takıma katıldı. Andrea Poli, Matri, Constant ve Emanuelson gibi isimler takıma takviye edildi.

   Şuan itibari ile Milan'ın önünde pekte aydınlık günler gözükmüyor. Şampiyonlar Liginde alınan kısmen iyi sonuçlar, ligdeki kötü başlangıcın üstünü örtemedi. 11. hafta itibari ile 12 puanla puan tablosunda 10. sırada bulunuyor. Son yıllardaki en kötü lig başlangıçlarından birini yaptılar. Saha içinde oyuncuların isteksiz, umursamaz futbolu, saha kenarında teknik direktörün takımı idare edemeyen ve kadro tercihleri Milan'ın bu hale gelmesindeki en büyük etkenlerden birkaçı. Ancak tüm her şeyi de bunlara bağlamak yanlış olur. Yıllardır Milan yönetimini elinde tutan Berlusconi ve kulübün CEO'su Galliani'nin tutumları buna en doğrudan etken: Yanlış transferler ve yanlış zamanda yapılan(!) gençleştirme hamlesi.

   Yanlış Transferler ve Sıradanlaşma


   2007-2013 Arasında kazanılan kupalar

   2010-11 Serie A
   2011 İtalya Süper Kupası

   Evet, son Şampiyonlar Ligi'nin kazanan takımdaki en genç isim Kaka(25)'ydı. Takımındaki bazı oyuncularla vedalaşma zamanı git gide yaklaşıyordu. Kulübe yıllarını vermiş Pirlo, Gattuso, Seedorf, Cafu, Dida vs. gibi isimler takımdan gönderildi. Stratejik bir hamledir anlayabilirim ama yerlerine alınan oyuncular ne kadar yerlerini doldurabildi buna bakıyorum; Van Bommel iki senede 39 maç oynayıp takımdan bedelsiz olarak gönderildi. Taye Taiwo sadece 4 maç oynadı. Şimdilerde Dortmund forması giyen Sokratis de sadece 5 maç Milan formasını giydi ve yine bedelsiz olarak takımdan gönderildi. Bu örnekleri çoğaltmak mümkün. Arada yapılan yüksek profilli ve verim sağlananlarda var tabiki de. Başta Ibrahimoviç olmak üzere Boateng ve Thiago Silva takıma maksimum düzeyde fayda sağladı, ancak bu oyunculara gelen yüksek teklifleri değerlendirerek kasasını doldurdu.

   Takımdaki maaş dengesini düzeltmeye çalışırken sıradan bir takım oldu çıktı Milan. Hücum bölgesindeki oyuncular ne kadar yüksek profilli oyuncular olsalar da sahada şan şöhret oynamıyor. Şuan Allegri'nin elindeki kadroyla 2007 yılındaki kadroyu karşılaştıralım oyuncu oyuncu, fark burada "net" bir şekilde ortaya çıkacak zaten.

              2006/07 Kadrosu                                               2013/14 Kadrosu

                        Dida                                                                                     Abbiati
  
 Cafu (Oddo) - Nesta - Maldini - Jankulovski                     Abate - Mexes , Cristian Zapata, Constant

                          Pirlo                                                                                   De Jong

     Gattuso - Ambrosini - Seedorf                                            Montolivo - Muntari

                    Kaka                                                                      Robinho           -          Kaka

              Inzaghi (Gilardino)                                                                  Balotelli

      Teknik Direktör : Ancelotti                                         Teknik Direktör : Allegri


   İki takım arasındaki tek benzerlik Kaka'nın yine takımda olması. Farklar ise bayağı bir büyük. Bir göz atalım.

   Kaleciler arasındaki fark çok gözükmese bile Dida kariyer açısından  çok daha üstün.
   Çoğu futbol otoritesi tarafından gelmiş geçmiş en iyi sağ bek olarak gösterilen Cafu yerinde şuan Abate var. Karşılaştırma yapmak bile çok saçma.

   Jankulovski ile Kevin Constant, kariyer açısından karşılaştırmak için bu ikili için çok mümkün değil. Sahada yaptıklarından bahsedelim. Kevin Constant, Milan'daki ikinci sezonunu geçiriyor. Bu sezon takip etmeye başladığım bir oyuncu. Sol bek olarak oynadığı maçlarda defansif olarak ne kadar düşük kalitede olduğunu kendisi ispatladı. Top ayağındayken sürekli çalım denemelerinden artık tüm herkes usandı. Jankulovski kadar hücum gücü yüksek bir oyuncu da değil. Şuana kadar gol olan bir ortasını da hatırlamıyorum.

   Maldini - Nesta, Mexes - Zapata; Maldini, Nesta ikilisinin kulübe ne kadar hizmet verdiklerinden ve başarılarından bahsetmeyeceğim. Mexes kendini kanıtlamış bir oyuncu olsa da Milan'ın savunma oyuncusu değil. Zapata'da ikinci sezonunu geçirmesine rağmen hala takıma alışabilmiş değil. Her maç gol yiyen bir takımda tüm suçu bu ikiliye atmak haksızlık olur ama bunda büyük payları var.

  Pirlo, şuanda 36 yaşında kimilerine göre artık bu yaştaki bir futbolcu için yıllık 5 milyon Euro fazla gelebilir, hatta bu yüzden takımdan bile gönderilmiş olabilir. Milan onu gönderdikten sonra onun yerini hala dolduramadı. Çünkü onun gibisi yok. Milan'dan ayrıldıktan sonra Juventus'la iki sezon üst üste şampiyon olması da ayrı bir ironi. De Jong her ne kadar Pirlo ile aynı tip bir oyuncu olmamasına rağmen aynı mevkide oynuyor. Defansif gücü çok yüksek olmasına rağmen hücum yönü yok denilebilecek kadar az.

  Gattuso - Ambrosini,  Montolivo - Muntari. Orta saha ikilileri önceden de şimdi de hayati bir önem taşıyor. Ambrosini'yi kişisel olarak beğenmesem de Gattuso ile birlikte etten duvar hüviyetindeydiler. Yaratıcılık anlamında eksik oldukları açık, ama arkanda Pirlo varken çokta gerek kalmıyor zaten. Montolivo ve Muntari, düşük bir bütçeyle elde edilebilecek en iyi orta sahalardan biri. Şimdilerde takımın kaptanı olan Montolivo çok beğendiğim bir oyuncu. Oyunu iki yönlü oynayan tam bir takım oyuncusu. İki takım arasında en az fark gördüğüm bölge burası. Yani Muntari ve Montolivo 2006/07 kadrosunda olsa sırıtmayabilirdi. Ama mücadele gücüyle yinede Gattuso, Ambrosini ikilisini önde görüyorum.

   Seedorf ve Robinho. İkisi de takımın ofansif yükünü çekiyor. Seedorf orta saha olarak gözükse de dörtlü orta sahada en ilerle oynayan oydu. Robinho'da orta saha olmamasına rağmen genelde ikinci forvet olarak oynuyor. Farklı özellikleri olan iki oyuncu, takım içerisinde ikisinde büyük rolü var.

   Eski Kaka - Yeni Kaka, belki de iki takım arasındaki tek ortak isim o. Ama artık eski gücünde ve hızında değil. Aradan geçen dört senelik Real Madrid macerası onu oldukça yıprattı. Yaşadığı ağır sakatlıklar yüzünden çok fazla forma şansı bulamadı. Yine de oynadığı maç sayısına göre gol ve asist sayısı fena değildi. Kaka, eskisi gibi olmasa da şuanki takımda da görülen o ki sezon başından beri en hırslı ve iyi olan o. Ülkesinde yapılacak olan 2014 Dünya Kupasına ne kadar çok katılmak istediğini biliyoruz. Sakatlık yaşamadığı halde yükselen formuyla onu Dünya Kupasında izleme şansımız oldukça yüksek.

   2007-2013 Yılları arasındaki önemli transferler

  Gelenler : Pato, Beckham, Ronaldinho, Zambrotta, Shevchenko, Thiago Silva, Huntelaar, Yepes, Boateng, Ibrahimoviç, Cassano, Robinho, Van Bommel, Mexes, El Sharaawy, Muntari, Aquilani, Montolivo, Constant, Pazzini, Zapata, Balotelli, Krkic, De Jong, Kaka

  Gidenler : Borriello, Costacurta, Matri, Cafu, Serginho, Gilardino, Maldini, Kaka, Emerson, Dida, Favalli, Ronaldinho, Kaladze, Pirlo, Jankulovski, Inzaghi, Nesta, Zambrotta, Gattuso, Oddo, Seedorf, Thiago Silva, İbrahimoviç, Pato, Cassano, Ambrosini, Flamini, Boateng


   Inzaghi ve Balotelli. Yaramaz çocuk Balotelli, son bir senedir daha çok futboluyla gündeme gelmeye başladı önceki senelerin aksine. İtalya Milli Takım'da da ilk forvet. Çok yetenekli olduğu göz ardı edilemez ama saha içinde gördüğü gereksiz kartlar ve formsuzluğu buna gölge düşürüyor. Inzaghi Balo'ya göre daha sade bir oyuncu görünümünde ama oynadığı uluslararası finallerde attığı 6 gol onu anlatmak için yeterli olacaktır.

   Tabi ki de bu iki takımın karşılaştırılması mantıksız gelecek. Sonuçta yılların emeği var önceki kadroda. 20 yıldır oynayan Maldini gibi birçok oyuncusu vardı. Yine de kadrolar arasındaki farkı açık bir şekilde dile getirdik. Tabi ki de eski kalitesinde bir takım değil Milan. Ama bu böyle kalır mı? Hayır. Genç oyuncuların gelişme süreci, yıldız oyuncu takviyeleri ve hali hazırda bulunan yıldızlar. Kağıt üzerinde bu dönem geçildiğinde tekrar eski ihtişamına kavuşabilecek gibi gözüküyor Milan. Ama olaylar her zaman kağıt üzerindeki kadar kolay olmuyor görüldüğü üzere. Hali hazırda takımda yıldız ayarında El Sharaawy, Robinho, Balotelli, Montolivo, Kaka ve Pazzini bulunuyor. Ancak transfer dönemlerinde yapılan gereksiz transferlerle kadro her sezon başında şişiyor. 30 kişilik kadroyla sezona giriliyor. Oyunculardan alınan(alınamayan) verim çok can sıkıcı. Artık stada giden taraftar sayısı da gözle görülür şekilde azaldı. Ekonomik olarak sıkıntıdan kurtulmak için, takım içi dengeleri ortalamak için ve gençleştirme projesi adı altında yapılan hamleler sonuçsuz kaldı. Saha içinden bu sezon sadece Barcelona maçında oyuncuların üst düzey bir performans gösterdiğine şahit oldum. Zaten böyle üst düzey maçlarda da iyi performans gösterilmezse büyük kulüp sıfatı havada kalırdı. Ancak şuan takımdan memnun olanların sayısı çok azaldı. Allegri her ne kadar Fiorentina maçı sonrası sakatlıkları bahane bulsa da 4-3-3 formasyonunu değiştirmeyerek kendi kredisini tüketiyor. Hatta Barcelona maçının onun için son maç olacağı dedikoduları yayılmaya başladı. Ocak ayında takıma katılacak Rami ve Honda transferleri heyecanlandırsa da alınan sonuçlar bu transferlere de gölge düşürüyor.

   Zamansız Hamleler

   Kalite anlamında şuan ki kadro yeterli değil ama her şeye rağmen umut veriyor, bu geliştirilebilir. Belki teknik direktör değişebilir, daha iyisi de gelebilir. Kulübün ekonomik durumununda iyi olduğundan eminim. Ancak yılların Milan'da eksilttiği şeyler iyi futbolcular olmadı. Takım ruhu da yıllar ilerledikçe daha çok kayboldu. 2010/11 sezonundaki gelen şampiyonlukla herkesin gözü sadece kupayı gördü, asıl sorunlar unutuldu.

   Şampiyonlar Ligini alan takımın ardından jenerasyonlar arası geçişte çok büyük sıkıntılar yaşandı. Oyuncular değişirken Milan'daki aile ortamı da kayboldu. Altyapıdan gelen oyuncular ve oyuncuların kulübe olan sadakati azaldı. Özellikle söylüyorum "Sadakat". Oyuncuların çoğu bir sonraki sezonda başka bir takımda olmanın hayali kuruyor, son yıllarda kaybedilen oyunculara bakarsak bunu söylemek yanlış olmaz.

   Sportif açıdan zor haftalar geçiren Milan'ın bu durumu sezon sonuna kadar devam edecek. Bu durumun düzelmesi için takımın gereksiz oyunculardan ayrıştırılması ve arkadaşlıkların güçlendirilmesi gerekiyor. Umarım bu kötü gidişat tarihi bir başarısızlık halini almaz ve kısa sürede yeni oyunculara eski ruh geri gelir, aksini düşünmek bile istemiyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder